8 Mart 2014 Cumartesi

Tesadüfler Adası - Rachel Gibson

Yapmam dediğin, imkansız dediğin yada asla dediğin şeyler olur ya hani. Bir de bakarsın ki kapında duruyorlar. Hepsi de beni yap diye haykırıyorlar. İşte böyle bir hikayeyi anlatıyor aslında Tesadüfler Adası...




Rachel Gibson'un akıcı kalemi bir çırpıda okutuyor kitabı. Başlarda biraz adapte sorunu çektim fakat çok uzun sürmedi. Hikaye hemen kendi içine çekiverdi bir anda. 

Çok zıt kişiliklere sahip Lola ve Max'in "asla asla deme" dercesine haykıran hikayesi; hem eğlenceli, hem romantik, hem tutkulu, hem arzulu, hemde maceralıydı. Her şeyden biraz var.


Arka Kapak:

Eski bir süpermodelin özel fotoğrafları, ayrıldığı nişanlısı tarafından internette paylaşılırsa ne olur? 

Tabii ki o fotoğraflar ışık hızıyla yayılır.

Lola Caryle, ayrıldığı nişanlısı Samin, intikam için böyle bir şey yaptığını öğrendiği gün sadece kaçmak ister. Kendini, çok fazla insanla karşılaşmak zorunda kalmayacağı bir adaya atar. Adada katıldığı minik bir turda, teknede uyuyakalır. Uyandığında ise tekne kıyıda değil, okyanusun ortasındadır; üstelik dümende hiç tanımadığı bir adam vardır. 

Dümendeki adam, yani Max Zamora da, kaçırdığı teknenin içinde bir kadın olduğunu, Lola uyanınca fark eder. Onu takip eden çeteden kaçmaya çalışan ve hükümet adına gizli işler yapan Max için bu durum hiç iyi olmamıştır. Loladan, yani yıllarca dergilerden ve afişlerden görüp hayran kaldığı bir süpermodelden kurtulmak zorundadır.


Bu aralar ne okusam diye düşünüyorsanız ve romantizmden (oldukça ateşli) hoşlanıyorsanız bir bakın derim...

Yeni gün güzellikler getirsin... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder